23 Ağustos 2011 Salı

Kış Alışveriş Vurgunu ; Zara

    Kış gelip kapıya dayanmadan mağazalarda yeni sezon ürünlere bi göz atıyım dedim. Genelde ayy benim montum/çizmem/ceketim vardıııııııı diyip yeni sezon çıkınca bişey almam sonra kışın ortasında mont ceket falan gerekir ve almaya gittiğimde hiç güzel bi model kalmamıştır, herşey tükenmiştir falan filan...her sene de aynı senaryo yaşanmasın, bu sene bi fark yaratıyım kendi içimde diye alışveriş öncesi turuna çıktım. Her alışveriş merkezine, her mağazaya girdim.2 tane favorim var; biri İpekyol diğeri de Zara...
    İpekyol herzamanki gibi inanılmaz...Herşeye bayıldım ; deri ceketinden, kürklü hırka ve yeleklerine, elbiselerinden kotlarına ; olağanüstü.Fakat çok gereksiz pahalı...Yani tama iş kadınları falan alıyor ama giysiye okadar çok para verilmesine karşı bi insanım.Yani alttarafı İpekyol...Bir bluze 200-300 fiyat yazmak da nedemek.Gider marka alırım İpekyola okadar para bayılacağıma.O yüzden onu geçiyorum, Zarayı daha çok seviyorum :))
    Zara gerçekten eskiden daha güzel olurdu. Özellikle TRF kısmı. Bazı sezonlarda beğendiğim şeylerin sayısı beğenmediklerimi geçemese de, Mango' nun ölümünden sonra - evet bikaç senedir sizlere ömürr,, BKNZ: Mango pazar oldu* - Zara rakipsiz olarak Türkiye' de bir numara bence... 
    Yaz sezonunu çok çok beğenmemiştim ama kışın çok büyük bir vurgun yapmış.O ceketler (Chanel ekolü) , o tasarımcı kokusu taşıyan elbiseler, paltolar, renkler - özellikle hardal ve çam yeşili - ve daha neler neler ahhhh ZARA naaaaptın bize! Lafı fazla uzatmadan sezonun en beğendiğim parçalarını beğeninize sunmak istiyorum. Fotoğrafları Zara' nın kendi sitesinden aldım, fakat kombinler mi,  çekimin kötülüğü mü desem bilemiyorum parçaların güzelliğini yansıtamamış. Mağazada çok daha farklı ve kaliteli duruyolar. Buarada görüp beğenirseniz şiddetle gidip yakından bakmanızı tavsiye ediyorum.











   

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Once Upon A Time ; River Island Shoe Porn

    Eveeet bu torunlarımıza falan anlatacağımız bir hikaye...Bir zamanlar Türkiye' de River Island vardı. Fazla cici bici olsa da kıyafetler çok güzel, takı ve diğer aksesuarlar inanılmaz, ayakkabı ve çantalar nefes kesiciydi...Ne yazık ki bu hikaye de günümüzdeki diğer acımasız alışveriş kısıtlamaları gibi mutlu sonla bitmiyo.
    River Island' ın sahibi Türkiye'ye kirasal sebepler yüzünden gıcık olmuş ve bütün mağazalarını bir anda kapatmıştı.THE END.Ama bu buarada bitti miiiiii, bitmedi! Çünkü River Island' ın ayakkabıları bir harika! Bayılıyorummmm. Odak noktası kıyafet olan bütün mağazalardan en iyi ayakkabıları üreten River Island idi. Topshop ve Zara dahil ... Yalnız fiyatlar çok uygun sayılmaz, üstelik bide İngiltere'den geleceği vergisi kargosu ıvırı zıvırı bayaa pahalıya patlar gibi dursa da şu bebekleri görünce sadece sanat adına ( Sanat için sanat : ) paylaşmak istedim. 
    Geçen Taksim' de gittiğim bi sanat atölyesinden çok daha dikkat çekici :) Resimleri 
http://www.riverisland.com dan aldım yakından incelemek veya almak isteyen linkten ulaşabilir.



















Winter Muse ; Kristen Stewart





      Kristen Stewart'ın W için çektirdiği bu fotoğraflardaki makyajı kış için ilhamım oldu. Aslında ben fotoğrafları google da gördüm altında Kristen Stewart yazmasa tanıyamazdım asla, makyaj fotoshopla birleşince inanılmaz bir değişiklik yaratabiliyor.Henüz görmeyenleriniz varsa bu güzelliği paylaşmadan edemicem...

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Basics: Fondoten & BB Cream




   Ben aslında pale face severim.Soluk beyaz bir ten, kahve tonla kontürlenmiş yanaklar, varla yok arası bir allık, dudağın1 ton koyusu dudak kalemiyle çerçevelenmiş nude dudaklar ve ön planda gözler...yıllardır en beğendiğim makyaj stili budur.Beyaz teni sağlamak için BB cream kullanırım, fondotenimi 1 ton açık alıyorum seviyorum da beyaz teni...Zaten cildim sarı alt tonunda ve sarı tonda fondoten rengi koyulaştıkça cilt sararıyo ki bu hiç hoş değil.Mac'e ilk gidişimde Ağustos ayıydı ve orda çalışan MUA bana Studio Fix Fluid fondotende NC25 tonunu uygun görmüştü.Ozaman çok memnun kalmıştım gerçekten yapısı gereği acaip iyi kapatıcılığı olan bi fondoten fakat kışın yüzüme biraz koyu geldiğini farkettim yani bana sanırım NC 20 daha iyi olurmuş yüzüm sarı tonlu olmasına rağmen normalden daha bir sarı oluyor fondoteni kullanırken.Nc20 yi henüz alamadım fakat internetten alışveriş yaparken googledan swatchlarına bakarak Chanel Pro Lumiere' in en açık tonu olan 10 Nude aldım.Fakat bu fondoten Mac Studio Fix Fluid kadar kapatıcı ve katı olmadığı için renk okadar da belirgin olmadı, nasıl desem NC 25 in çok az açığı gibi oldu ki bu beni şaşırttı.Gerçi koyu renk fondotenin cildi gerçekten daha güzel gösterdiği ortada ama napıyım ben pale face seviyorumm:) Sanırım Chanel Pro Lumiere cilde belli bir renk vermekten çok, resefif bi şekilde cildin kendi rengiyle özdeşleşiyor.Ama ciltte daha yumuşak bi şekilde dağıldığı ve sabitlendiği için Mac'den daha kusursuz durduğu kesin.Çok çabuk sabitlenen ve sabitlendiğinde fazlaca sertleşen fondotenler ciltteki kusurları ortaya çıkardığı gibi sürerken hata yapmanızı hiç affetmiyor.Sabitlendikten sonra düzeltmek de imkansız gibi bişey.Bu yüzden daha yumuşak yapılı, kolay dağıtılan fondotenleri daha çok seviyorum.
   Geçen sene Missha BB creami keşfettikten sonra zaten bütün fondotenlerimi rafa kaldırmıştım.Onun o kremsi , ilk sürünce açık olan fakat yüze doğal bi şekilde oturan yapısı beni tek kelimeyle fetetmişti.21 numarasını kullanıyorum ki sarı tonun en açığı...Bir de 13 numarası var ki o NW tonlar için daha uygun açık pembe tonlu, onuda bu sene deneyeceğim.Bloglarda en çok 23 nosunun kullanıldığını gördüm fakat beyazlatma konusunda BB kreminde felsefesine daha uygun olacağını düşünerek 21 nolu olanını aldım ve çok memnunum. BB kremler adı üzerinde krem formatında olduğu yüzde fondotenin o yağlı etkisini yaratmadığı ve çabuk emildiği için fondotenden çok daha güzel bence.Ayrıca SPF 50 faktör özelliği var, cildi korurken hemde çok doğal bir şekilde sırıtmadan beyazlatıyor.Daha ne olsun...Çok fazla kapatmıyor ama kapatıcıya ihtiyacım olduğu günlerde de Mac Studio Fix fondotenimi kullanıyorum, o bu ihtiyacı karşılıyor.
   Annem beni herzaman bir şeyin varsa 2. gereksizdir felsefesiyle yetiştirdi fakat konu fondotenlere gelince ne yazıkki bu işe yaramaz bir felsefe.Çünkü fondoten cildin o anki yapısını ve durumuna göre değişen bir ürün.Sürekli aynı doygunlukta ve kusursuz cildi olan var mıdır bilemem ama en azından benimki için konuşmak gerekirse benim cildim her gün farklılıklar gösterir.Bazen gereksizce yağlı, ertesi gün kupkuru olmuş yer yer dökülen, bir gün sivilce nöbeti geçirirken uyandığımda kendimi aynalara bakmaktan alıkoyamadığım şekilde pürüzsüz ve doygun bulduğum enteresan bi cildim var.Bu sebeple farklı fondotenlere ihtiyaç olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.Zaten kendini aşarak pürüzsüz olmuş doygun bir cilde aşırı kapatıcı ağır bir fondoten sürmeye zaten içim elvermez aynı zamanda sivilceli bi yüze 0 kapatıcılığı olan hafif bi fondotende fark ettirmez...Dolayısıyla fondoten almadan önce cildinizi çok iyi analiz edip her fondotenin özelliklerini araştırarak almanızda fayda var.Cildiniz kuru mu, yağlı mı, karma mı ; aradığınız fondotenin kapatıcılığı nasıl olacak, alt tonu size uygun mu, su bazlı mı yağ bazlı mı...Bunların hepsi dikkat etmeniz gereken unsurlar. Çünkü inanın marka böyle durumlarda hiçbirşeydir. Dior'un herhangi bir fondoteni Dior iyi bi marka olduğu için size uyacak diye bişey yok, sonuç bir felaket olabilir.Bu nedenle fondoten almadan önce araştırıp sonra bu olabilir dediğiniz fondoteni mutlaka temiz cilde bir denemek şart.   Türkiye' de Tekin Acar, Sevil, Sephora gibi kozmetikçilerde bu işler biraz zor.Çalışanlar genelde bilgisiz yada üşeniyor oluyor sizinle ilgilense bile size, makyaj hakkında hiçbir şey bilmeyen salak çocuk muamelesi yapıyor ve ürünlere sanki pırlantacıda baş köşedeki kolyeyi hoyratça denemek istemişsiniz gibi densizce bakıyorlar. Halbuki bir fondotene 100 lira vermeden önce onu denemek en doğal hakkımız değil de nedir yani...Kraldan çok kralcı olan Türk toplumunun bu özelliğini gerçekten hiç sevmiyorum.Bırak Tekin Acar düşünsün testerların durumunu be kadın, sanane! Oyüzden bu konuda ısrarcı hatta gerekirse densiz olun, fondotenleri bütün yüzünüzde deneyin. Çünkü onlara kalsa sadece çene bölgesinde deneyeceksiniz ve kendi çenemden yola çıkarak oranın yüzümdeki en açık tonlu ve kusursuz bölgelerden biri olduğunu ve fondotenin hiçbir özelliğinin anlaşılamayacağını söyleyebilirim...
   Eğer daha önce hiç duymamış ve merak edenleriniz varsa BB krem Türkiye'de satılmıyor, enazından Missha'nın BB kremi...Watsonda bir tane görülmüş fakat cildi sivilcelendirdiğini duymuştum.


   Sağolsunlar gümrük kozmetik yasağından sonra yurtdışından da getirtemez olduk.Bu yasak yüzünden Amerikadanİste adresimde mahsur kalmış olan ürünlerimi de bu yaz Amerika' ya Work And Travel 'a giden bi arkadaşıma yollattım en azından onları kurtarmış oldum.Arkadaşım dönmeden burada pahalı satılan ve almak istediğim bişeyleri de alıyım dedim ama listenin sonu gelmiyor, böyle çaresiz gibi kalınca aklına gelmemiş şeyleri bile alasın geliyor aklımı kaçırıcam, dolar da tavan yaptı şansıma...Her neyse buraya nerden girdim :) Kısacası fondoten iyidir, hoştur, benim için makyajda en olmazsa olmazlardan bitanesidir fakat doğru cilde doğru fondoten kullanıldığı zaman kusursuz, airbrush denilen pürüzsüz görüntü ortaya çıkmaktadır. Bir sonraki yazıya kadar, sevgiyle kalın...